Etiketler
8mart, allah, ama, özgecanaslan, ütopya, cehennem, cennet, cinayet, doktor, ekşi, ekşisözlük, hastadoktor, hilalkaplan, insan, iyi, kadınlar, kötülük, mahsun, mazlum, odtü, okudiyeyazdım, salak, tanrı, türkiye, varoluş, yaşamak
Dünya kadınlar günü… Cinayetler, her türlü istismar, toplumda, sokakta, gerçek – sanal hayatta, dizilerde kadınlara kötülük… Dışarıda, evin içinde, işte saygı yok. Tarih derslerinde oysa ki Türk boylarında kurultayın bazen hanımların yönettiği yazılıydı. Biz ne zaman boyle bir toplum olduk? Ekşi sözlükte özgecan Aslan cinayeti sonrası isyan eden yazarlardan biri şöyle yazmış ” allahım yok et hepimizi de bitsin bu saçmalık!” Gerçekten kaç kez düşündüm keşke şu kıyamet hemen kopsa da hayat denen saçmalık sona erse. Zaten bir gün güneşimizin enerjisi bitecek ve hayat dünya üzerinde son bulacak! İnşallah diyemiyorum çünkü belki onbir kaç milyon yıl sonra ki nesiller hayatı mükemmel yapabilir, cenneti dünyaya kurabilir! Heaven is a place on earth with you diyor bir şarkısında Rana Del Rey.
Sevgisiz bir toplumuz, gerçekten Oscar Wilde’nin de dediği gibi insanların çok azı yaşar özellikle de benim ülkemde çok çok azı yaşıyor. Bir ütopya var aklımda Allah bir karar alıyor ve bundan sonra sadece gerçekten anne baba olmayı hak edenlerin çocuk sahibi olmasına karar veriyor. Zamanla kötüler ölüyor gerçekten vicdanlı olanlar, insanlığın en kusursuz en güzel, en saygılı,en naif hali geliyor, yaşamayı bilen etrafına iyilik saçan bir nesil geliyor. Hayat yaşamaya değer, dünya üzerinde konaklamaya değer bir yer oluyor. Hadi Ordan demeyin. Hangi dine inanırsanız inanın cennet diye vaad edilen yerde böyle bir yer değil mi? Kötülüklerden tamamen arınmış, iyiliğin doğruluğun mutluluğun en saf halini almış, derdin tasanın olmadığı, tertemiz bir yer değil mi kutsal kitaplarda vaad edilen cennet? Peki beni bu koskoca dünyaya sığdırmaya yetmeyecek kadar büyük olan bu kötü şeyler neden son bulmuyor? Düzünilerce şey sıralayabilirim insanoğlunun en büyüğünden tutun en küçüğüne kadar bütün kötülüklerini… Bir doktora gitmiştim her şeyi bu kadar içselleştirme ve bencil ol demişti. Doktor bana değil ben ona ayar vermiştim ya neyse! Ben bilmiyorum. Bilmiyorum gerçekten. Isterse sonsuza kadar yaksın beni cehenneminde ama yeter ki bileyim beni oraya bir yaratıcı koymuş olsun. O ateş beni yakmayacak! Ben onun varlığının sevinciyle zaten yanmam. Kötüler cezasını çekiyor olacak o zaman ben o sevinçle nasıl yanayım? Onca yaşanmış kötülükten sonra onun yanıp yanmamasının da bir önemi yok ya neyse, inanç mevzusu ayrı bir yazı. Insanlar cehennemden korkuyor çünkü Allah’a inanıyor çünkü o Allah onları cehenneminde yakacak diye korkuyor! Yani cehennemden değil inandıkları Allah’tan ,ya varsa onları cehenneminde yakacak diye korkuyorlar! yani Allah ya varsa diye korkuyorlar! Ben tam tersi ya yoksa diye çıldırıyorum ya yoksa Allah ya yoksa diye çok çok korkuyorum! ODTÜ’lü bir arkadaşım bence bizi yarattı ve terk etti, akışına bıraktı demişti. Sen yarattığından eminsen onca girdiği zahmeti de başıboş bırakacağını sanma demiştim. Gazeteci hilal kaplan’ın Twitter hesabında hep şu yazılı; “ne çok acı var!” Hakikatende ne çok acı var. Başbakan hani diyor ya sistemin ruhuna işlemiş çarpıklıklar, işte aynen öyle insanoğlunun ruhuna işlemiş o çarpıklıklar! Babam dinsiz,annem çok dindar ama ikisi de adeta yeryüzünde yaşayan melekler. Benim; Dinlerle ilgili bakış açım çok uzun bir yazı aslında rüyasında peygamberimizi gören ağlayarak namazlar kılan çok defa manevi şeyler yaşamış nisa artık bütün inanışların bütün bunların varoluşun tadına bir kez varmış ademoğulları ve havvakızlarının bir tesellisi, bir avuntusu olduğunu düşünüyor.
Hoşçakal. Gerçekten insan olabilmen dileğimle.